13.03.2013 İlaçlar Ve Karaciğer Sempozyumu
Değerli Meslekdaşımız,
Derneğimizin Mart ayı toplantısında hepimizin zaman zaman başını ağrıtan ,hangi yöne sapacağını bilemeyen sürücü durumuna düşüren, hastayı da ruhsal ve fiziksel yönden yıpratabilen “İLAÇLAR VE KARACİĞER” konusuna ayırdık.Bu toplantının düzenlenmesini de Acıbadem Üniversitesi üstlendi.
Dahiliye’nin en büyük hekimlerinden olan Kanada’lı Sir William Osler “Genç hekim meslek hayatına her hastalık için 20 kalem ilaçla başlar ama yaşlandığında hekimlik sürecini 20 hastalık için tek çeşit ilaçla noktalar“ demişti. Hastalıkların günümüzdeki kadar iyi bilinmediği ve ilaçların bu denli çeşitli olmadığı dönemde söylenmiş bu bilgece cümle belki de ilaç-karaciğer etkileşimindeki esrarengiz yazgıyı çözmüş ve ayağını denk atan tecrübeli hekimin çağlar boyu değişmeyecek ölçülü yaklaşımını tanımlamıştı.
1000 den fazla ilacın karaciğer hasarı (yeni adıyla- DILI –Drug Induced Liver Injury) yaptığı bilinmektedir. İlaç hasarı masum bir enzim yükselmesinden öldürücü akut karaciğer yetmezliğine kadar değişkenlik gösterebilir. Diğer bir deyişle “Cehennemim yolu iyiniyet taşları ile döşelidir”.
DİLİ’nin gerçek insidansı bilinmiyor. Çünkü vakaların çoğu resmi makamlara bildirilmiyor, tanısı geç konuyor ya da hasarın nedeni ilaç mı başka neden mi ayırdedilemiyor. Klinik tablonun binbir surat olmasının da katkısı var. Emniyet kayıtlarında DILI hepatosellüler hasar, kolestaz, mikst tip olarak fişlenmiş olmasına karşın çoğu zaman son sözü biyopsi söylüyor.
İlacı kesince kendiliğinden düzelen durumlara sözümüz yok! Ama yeni bir karaciğer arayışına yönelten, hayati önem taşıyan ilaçların kesilmesini gerektirip tarafları çıkmaza sokan, başka hastalıklarla karışıp ezber bozan toksisitelere karşı hepimizin sağlam bir duruş sergilemesi gerekli! Günümüzde çılgınlık haline gelen bitkisel ürün kullanımına da bu vesile ile “YETER” demenin zamanı geldi.
Kaş yaparken göz çıkarmak istemeyen, “primim nihil nocere” yi kendine ilke edinmiş, “tedavi başarılı geçti ama hastayı kaybettik” demek istemeyen herkesin bu toplantıya katılması gerekli. Üstelik konuşmacıları ve tartışamacıları özenle seçilmiş, olguları hayatın içinden derlenmiş bu oturumlar eminiz katkılarınızla daha da verimli hale gelecek ve belleklerimizde bıraktığı iz en az bilginin raf ömrü kadar kalıcı olacak!
Biz hekimler için çok özel önemi olan 14 Mart Tıp Bayramının arefesinde hem bilgimize cila çekmek hem de bayramımızı kutlamak üzere buluşmak dileğiyle …
Prof.Dr.Murat Saruç
Toplantı Sorumlusu
Prof.Dr.Yılmaz Çakaloğlu
TKAD Başkanı